Okul Korkusu İlk Önce Ebeveynlerde Başlıyor
Son Güncelleme 12 Eylül 2019 by admin
Yeni eğitim yılı ile birlikte 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen ders başı yaptı. Eğitim ve öğretimin başlamasıyla birlikte ebeveynlerin şu anki en önemli gündemi, çocuklarının okula başlaması. Okula başlama, her çocuk için farklı bir deneyimdir ve çocuğun hayatının dönüm noktalarından biridir. Okul dönemiyle birlikte “okul korkusu” ve “okulu reddetme” gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor.
Okul öncesi ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda ilk zamanlar okula alışma döneminin zorlu geçebileceğini ifade eden Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, “Her çocuğun okulun ilk döneminde uyum süreci yaşaması normaldir. Her çocuğun okula alışma süreci bireysel farklılıklar nedeniyle farklı olur. Bazı çocuklar okula 1 saatte alışırken, bazıları 1 ayda uyum sağlayabilir. Çocuğun evden ve anneden ayrılabilmesi ile okula uyum arasında bir ilişki vardır. Bu yüzden öncelikle anne-babaların okula başlama sürecine duygusal olarak hazır olması önemlidir.” dedi.
Ebeveynler Duygusal Olarak Hazır Olmalı
Her çocuğun bireysel olarak farklı olduğunu bilerek hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Psikolog Mine Ağır, şöyle konuştu: ”Okula uyum genellikle 3-4 hafta gibi bir sürede tamamlanır. Her çocuğun okula uyum sağlamak için farklı zamana ihtiyacı vardır. Bunu unutmadan hareket etmek gerekir.
Çocuğun evden ve anneden ayrılabilmesi ile okula uyum arasında bir ilişki vardır. Bu yüzden öncelikle anne-babaların okula başlama sürecine duygusal olarak hazır olması önemlidir. Ebeveynler okula başlama sürecinde kaygı, endişe, korku duyuyorlarsa çocuk da bu yoğun duyguları hissediyor ve bu durum uyum sürecini zorlaştırabilmektedir.
Çocuğunuzu okulun ilk günlerinde etrafınızdaki hiçbir çocukla karşılaştırmayın. Çocuğun yaşadığı sıkıntı nedeniyle oluşan belirtileri şımarıklık, ilgi çekme arzusu ya da sizi kızdırmak için yapılan davranışlar olarak yanlış yorumlamaktan kaçının.” dedi.
”Sen Artık Abla Oldun! Ablalar Ağlamaz, Erkekler Ağlamaz”
Okula uyum sürecinde olan çocuklara karşı sergilenen yanlış davranışlar hakkında bilgi veren Ağır, şunları kaydetti: “Okula karşı uyum sorunu yaşayan çocukları, cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. ‘Sen artık abla-abi oldun, ablalar ağlamaz, erkekler ağlamaz. Korkacak ne var? Böyle davranırsan öğretmenin, arkadaşların seni sevmez. Herkes gidiyor sen niye korkuyorsun?’ gibi söylemlerden mutlaka uzak durulmalıdır. Çocuğun duygularını yaşamasına fırsat verilmelidir. Bu durumun doğal olduğu kabul edilerek çocuğa da bu durumun doğal olduğu hissettirilmelidir. Çocuğa okuldaki günlük işleyiş hakkında bilgi verilmelidir.” diye konuştu.
Bilinmeyen Ortamlar, Korku ve Kaygı Oluşturabilir
Ebeveynlerin, çocuklarına okulu tanıtmaları gerektiğini belirten Ağır, konuşmasını şöyle tamamladı: “Çocuğun anlayabileceği bir dille hangi zaman diliminde kimin tarafından alınacağı hakkında bilgi verilmelidir. Çocukla birlikte okulun iç mekanları gezilmelidir. Bilinmeyen şeyler korku ve kaygı yaratır. Çocuklar yabancı oldukları ortamları tanıdıkça uyum göstermeye başlarlar ve endişeleri azalır.
Ebeveynler kendi okulları ile ilgili güzel anıları paylaşabilirler ve böylece çocuklar kendilerini yalnız hissetmezler. Okul alışverişleri de çocukla birlikte onun zevkine göre yapılabilir. Vedalaşma faslını çabuk ve kısa süreli tutarak ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir. Eğer okula alışma süreci baş edilemeyecek derecede zorlanmalar varsa, çocuk hala okulu reddediyorsa, ağlama krizleri yaşanıyorsa mutlaka bir uzmandan destek almalısınız.” dedi.